Milli Eğitim Bakanlığı Müfredat programlarını yeniledi ve geçtiğimiz günlerde kendi internet sitesinden programların içeriklerini kamuoyu ile paylaştı. İlköğretim müfredat programlarını inceleyerek programın felsefesi, değerler eğitimi ve ölçme-değerlendirme hususları ile ilgili görüşlerini aktarmaya çalıştım. Ders kitaplarını ve inceleme fırsatı bulamadığımız için programla uyumu konusunda görüş belirtmek şu aşamada mümkün görünmüyor. Programın öğretmenlere tanıtılması konusunda bakanlığın merkezi hizmet içi eğitim faaliyetleri ile öğretmenlere tanıtımlar yaptığını biliyoruz. Çok cüzi bir sayıda yapılan bilgilendirmelerin tüm öğretmenlere ulaşıp ulaşmayacağını ilerleyen zamanlarda göreceğiz.
Programın Felsefesi
İlk olarak öğretim programlarının başında “Programın Felsefesi” verilmiştir. Bu bölüm tüm programlar için ortak hazırlanmıştır ve programın felsefesini “Öğretim programlarında “birey” olmanın aynı zamanda çok daha geniş bir “dünya ailesi”ne ait olmak olduğunun bilincine varacak, yaşadığı topluma ve ülkesine, toprağına samimi bir hisle bağlanacak, bilim ve teknolojiyi etkin şekilde kullanarak gerekli teknik bilgi, birikim, beceri ve yeterliliklere sahip kuşaklar yetiştirmek hedeflenmiştir. Farklı disiplinlerin bir arada olduğu ama nihayetin sadece bu disiplinlerin toplamından ibaret olmadığı, kendi niteliklerini taşıyan bir bütüne sahip ve aynı zamanda disiplinler arası etkileşimin açık olduğu bir yaklaşımla sadece hedefi değil, yolu da inşa eden bir içerikle öğretim programları hazırlanmıştır.” şeklinde özetlemiştir.
Değerler eğitiminde “Öğretmen” model olacak
Geçtiğimiz yıllarda genelge ve yönergelerle MEB tarafından okullarda uygulanması istenen değerler eğitimi yeni müfredatta derslerin içerisine serpiştirilmiş durumda görülüyor. Değerler eğitiminin programa konulmasını “Türk Millî Eğitim Sistemi’nin temel hedefleri arasında öğrencileri sağlıklı, mutlu bir şekilde hayata hazırlamak, iyi insan ve iyi vatandaş olmalarını sağlayacak bilgi, beceri, değer, tutum, davranış ve alışkanlıklarla donatmak yer almaktadır. Bu bağlamda değerlerin eğitim süreci içerisinde kazandırılması ve yeni nesillere aktarılması hedeflere ulaşmada ve kültürel devamlılık açısından da son derece önem taşımaktadır.” ifadeleriyle açıklarken öğretmenlere de “Değerlerin kazanılma sürecinde rehber olan öğretmen, öğretim programında yer verilen bilgi ve becerileri kazandırmanın yanı sıra neyin iyi ve doğru olduğunu model olarak ve etkinlikler yoluyla sunabilmelidir.” ifadesiyle önemli sorumluluklar yüklemektedir.
Ölçme ve Değerlendirme Yaklaşımı
Program, ölçme ve değerlendirme etkinliklerinin sürecin bir parçası olarak düşünülmesi gerektiğini vurgularken, kazanımlara öğretmenin yanı sıra öğrencilerin kendi kendilerine yapacakları değerlendirmelerle ulaşmalarını sağlamayı hedeflemektedir. Öğrenme ve öğretmen sürecinin tamamında olduğu gibi ölçme değerlendirme sürecinde de bireysel farklılıklar dikkatle ve titizlikle göz önünde bulundurulmalıdır. Amaç hiçbir zaman öğrencileri yargılamak değil; akademik, sosyal veya kültürel gelişimlerini destekleyerek onlara yol gösterecek bir faaliyet olarak ölçme ve değerlendirme çalışmalarını yapmak olmalıdır. Uygulamada; tanıma, izleme-biçimlendirme ve sonuç (ürün) odaklı olarak zamana yayılmış ölçme ve değerlendirme süreci tasarlanmıştır.
Programda rehberlik faaliyetleri, uygulamada dikkat edilecek hususlar ve programın yapısı olmak üzere birçok konu detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Öğretim programlarının tamamına https://www.ilkokulogretmenleri.com/2017/08/ogretim-programlar.html adresinden ulaşabilirsiniz.
M.YILMAZ